29 Kasım 2017 Çarşamba

Arı Hastalıkları

arıcılık ürünleri


  Ülkemiz, ılıman iklim kuşağında yer alması, topografik yapısı ve bitki dağılımı sebebi ile arıcılığa elverişli koşullara sahiptir. Hem bitki döllenmesine olan büyük katkısı hem de başta bal olmak üzere balmumu, arı sütü, propolis, polen, arı zehri gibi arı ürünlerini sağlaması açısından arıcılık büyük önem taşımaktadır ve kullanılan arıcılık malzemeleri de önemlidir.

  Arıcılık, kültür arazisi az olan sağlık ve taşlık yerlerde, orman içi ve kenarı köylerde gelişme olanağının bulunması ve 10.000 civarındaki orman köylüsünün en önemli geçim kaynaklarından birisi olması açısından da önemlidir. Fakat bal arıları doğada pek çok doğal düşmanın etkisi altındadır Bunlar, çeşitli virüs hastalıkları (tulumsu yavru çürüklüğü, arı felci), bakteriyel (Amerikan yavru çürüklüğü, Avrupa yavru çürüklüğü, Septisemi), mantar (kireç hastalığı ve taş hastalığı) ve paraziter etkenler (Varroa jacobsoni, Euvarroa sinhai, Acarapis Woodi), nosema, amoeba gibi protozoon hastalıkları, mum güveleri, arı biti gibi zararlılar, ayı, fare, eşek arıları, karıncalar, arı kuşu gibi saldırganlardır. Bu zararlılardan Varroa jacobsoniyi memleketimizde 1977 yılından beri birtakım vermiş olduğu zararlardan dolayı tanımaktayız. Bu arı akarının arıcılık sektörüne indirdiği darbe, diğer tüm arı hastalık ve parazitlerin zararlarından fazla olduğu gerçeği vardır. 1987 yıllarında yeni ortaya çıkan bir arı akarı da mellitiphis alveariustur. Bu arı akarı ilk kez 1986 yılında Berlese tarafından görülmüştür ve Britanya, Yeni Zelanda ve Avrupa kıtası kovanlarında kaydedilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder