29 Aralık 2017 Cuma

Kolonileri Kışa Hazırlarken Alınacak Tedbirler

arıcılık ürünleri


Arıcılık malzemelerinden olan kovanlardaki kolonilerin zayıf bir şekilde oluşmasında etkili birtakım faktörler bulunmaktadır. Bunlar, polen kaynaklarının kıt olması, anasızlık, yumurtlama kabiliyeti az olan yaşlı ana arının bulunması ve hastalıklar gibi sebepler olabilir. Kışlatmada tüm problem, kolonilerin nasıl ve nerede kışlatılacağının yanı sıra arının ırkı da göz önünden kaçırılmamalıdır. Kolonilerin kışı rahat ve de zararsız bir şekilde geçirmelerini sağlamak için bazı tedbirleri de atlamamak gerekmektedir. Bunlardan ilki, kolonilerin kışlık gıda maddeleri yeterli bırakılmalıdır (20-50 kg bal, 25-30 dm2 polen sahası). İkinci tedbir ise koloniler kışa genç işçi arılı ve güçlü sokulmalıdır (15-30 bin mevcut). Üçüncü ise genç ana arı bulundurulmalıdır. Dördüncü tedbir ise kovanlar çatlak ve delik olmamalı, aynı zamanda da su geçirmemelidir. Beşincisi ise kovanlar bölgedeki hâkim rüzgarlara karşı muhafazalı yerleştirilmelidir. Altıncısı ise güneşten azami derecede faydalanması sağlanmalıdır. Yedincisi ise kovanlar öne doğru az eğilimli bir şekilde yerleştirilmelidir. Böylece kovan içindeki artıkların, ölü arıların temizlenmesi durumu kolaylaştırılmış olur. Sekizinci ise koloniler rutubetsiz, sert zeminli ve taban suyu olmayan yerlere konulmalıdır. Gerekiyorsa 330 cm yükseklikte sehpalar üzerine yerleştirilmelidir. Dokuzuncu tedbir ise ısı değişimlerinde kolonileri korumak için bilhassa soğuk bölgelerde içerden ve dışardan kovanı izolasyonlu maddelerde sarmak gerekir. Bunun için izocam, su geçirmez iki brandanın arasına yerleştirilir ve kenarları dikilir, oluşturulan örtü ile de kovan dıştan sarılır.

26 Aralık 2017 Salı

Modern Malzeme Kullanımı

arıcılık ürünleri

Ülkemizde etkin bir meslek olarak yürütülen arıcılığın önemli eksiklerinden biri olarak görülen sorunlarından bir tanesi hatta bazılarına göre en önemlisi üretim birimlerinde modern arıcılık malzemelerinin kullanılmıyor ya da kullanılamıyor olması olarak gösterilmektedir. Modern araçlardan yoksunluk durumu üretim birimi olan kovanlar için arı ürünleri açısından verim düşüklüğüne sebep olmaktadır. Bunun yanında modern araçların kullanılamamasından dolayı iş gücüne olan ihtiyaç artış göstermektedir. Bu duruma ek olarak her bir arıcılık mesleğini yürüten üreticilerin bakımını yürütebileceği kovan sayısının da düşük düzeyde bu durumda şaşılası bir durum olarak görünmemektedir. Bu durum toplam işletmelerinde sayısının düşmesi olarak gösterilmektedir. Her kovan başına üretim oranının düşük olmasının sebebi hatta başlıca sebebi bal akışının olduğu sırada işlenmiş petekleri içeren yeterli sayıda ve miktarda kat bulunmayışı ve ana arı ızgarasının işlevine uygun olarak kullanılmaması olarak gösterilmektedir. Bakımı üstlenilen kovanların sayısının sınırlı olmasının ana sebebi olarak da kaldırma ve kovanları taşıma da kullanılacak araçların kullanılmaması olarak gösterilmektedir. Buna ek olarak bir de sır alma makinaları aracılığı ile pek fazla petek süzme kapasitesine sahip motorlu ekstatörlerin elde bulunmaması da gösterilebilmektedir. Bunun gibi ekonomik güç ve yatırım gerektiren araçların elde edilememesi arıcılık mesleğini daima en düşük alanla sınırlar. Bu sınırlama da işletmelerin daima küçük kalması olarak anlaşılabilmektedir. Tüm bunların sonucu olarak da üretici koşullarında çok fazla kullanılmamasını doğurmaktadır.

23 Aralık 2017 Cumartesi

Arı Sokmalarında Reaksiyonların Sınıflandırılması

arıcılık ürünleri


Arıcılar, uğraştıkları ana nesne olan arılar hakkında bilgiyi bilme zorunluluğunu taşımaktadırlar. Arıların çeşitli hastalıkları, beslenmeleri, bakımları bulunmaktadır ve bunların yanı sıra ilgilenirken de arı sokmaları da meydana gelebilmektedir ve bunlar dikkat edilmesi gerekilen durumlardır. Arıcılık malzemelerinden olan kovanlarda yaşam süren arılar, çiçekler arasında dans etmektedir ve bazı kişilere balın akışını hatırlatırken arıya karşı alerjik kişilerde ise ölüm korkusu uyandırmaktadır. Böcek sokmalarına karşı duyarlılık çoğu zaman oldukça şiddetli ve bazen de dramatik olabilmektedir. Sistemik reaksiyonlar doğuran sokucu böceklerin en bilinenleri arılardır. Sık sık şiddetli alerjik reaksiyonlar ve önemli miktarda ölümlere sebep olan arı sokmaları durumları, dünyanın birçok yerinde zehirli yılanlardan olan ölümlerden daha fazla orandadır. Arı sokmalarından sonra meydana gelen reaksiyonlar ve oranları çeşitli sınıflandırılmalara tabii tutulabilir. Bunlardan birisi hemen ani şekilde meydana gelen reaksiyonlarıdır. Lokal, yalnızca arının soktuğu kısımlarda kalan (%13) alt kategori vardır. Genel belirtilere (sistemik belirtiler) neden olan arı sokmaları, bunlar en hafif kurdeşenden (ürtiker) başlayıp, astmatiform krizler ve anafilaktikşoka kadar varan durumlardır. Bunların oranları ise hafif reaksiyonlar %16, orta şiddette reaksiyonlar %44, şiddetli belirtiler veren reaksiyonlar ise %24 oranındadır. Bu son kısım da diğer kategoridir. Diğer sınıflandırılma ise gecikmeli olarak teşekkül eden reaksiyonlardır. Bunlar daha ziyade serum hastalığı tipinde bir reaksiyon göstermektedirler. Arı sokmasından bir müddet sonra görülen anjio ödem, nöritis, serebral infaktüs ve bazen nefrit gibi belirtiler de vardır.

22 Aralık 2017 Cuma

Arılar Hangi Şartlarda Beslenmelidir?

arıcılık ürünleri

Sonbaharda arıcılık malzemelerinden olan kovanların kontrolü sırasında çeşitli koşullardan birileri mevcut durumda ise arılar beslenmelidir. Bu durumlar ise koloninin açlık tehlikesi ile karşı karşıya olduğu zamanlardır. Diğeri ise hastalıklar ile mücadelede tedavi edici olan kimyasal maddeleri vermek gerektiğindedir. Zayıf olan kovanları birleştirmek ve ana arıların da yenilenmesi esnasında koloniler beslenme ihtiyacı görebilir. Koloninin gelişme hızını artırmak, ilerletmek ve arıların mum salgıbezlerini uyarmak için de arılar beslenmelidirler. Bal arıları besin depolarını, stoklarını tüketebilmektedirler ya da kimi nedenlerle mevcut olan stokları geliştirmeyi ve ilerletmeyi başaramazlar. Bu her iki durumda da koloni canlı kalmak için zorlanacak ve yedek besin vermek durumu kaçınılmaz olacaktır. Eğer bu durum çiçeklenme döneminde ortaya çıkmışsa da koloni günden düne canlı kalmaya ve de yaşam sürmeye devam edebilir. Aksi bir durumda ise mutlaka zayıflama gösterecek ve besin yetersizliği sonunda ölümler kaşınılmaz son olacaktır. Bazı durumlar kovandaki besin stokları da azalma gösterebilmektedir. Örneğin arıcı, özellikle de sonbaharda fazla oranda bal hasat etmiş ise depoda azalma gözlemlenebilir. Diğer bir örnek ise kış ortasında havaların ısınması ile yumurta bırakma tekrardan başladığı sırada yavrulara sıcaklık ve besin sağlamak için arıların besin tüketimi de artmış olabilir. Son olarak ise tarlacı arıların miktarında tarım ilaçları ya da diğer sebepler ile ani bir azalma ortaya çıkmış ve besin stokları takviye edilememiş ise azalma durumu olabilir.

21 Aralık 2017 Perşembe

Çiftleştirme Kutusu Nedir?

arıcılık ürünleri

Güçlü bir bal arısı kolonisi için ana arı oldukça önemli bir kovan içi bireydir. Çiftleştirme kutusu da ana arı üretiminde kullanılan arıcılık malzemelerinden önemli olanlardan bir tanesi çiftleştirme kutusudur. Mevcut arıcılık malzemeleri satan marketlerde çok farklı ana maddeye sahip ürün bulunmaktadır. Mesela ahşap, strafor, plastik bunlara örnektir. Tekli ve çiftli olarak da kendi içerisinde ayrılan bu materyaller ana arı çiftleştirme kutusu olarak da adı geçmektedir. Ana arı kutusunu doğru malzemeden seçmiş olmak oldukça önemlidir. Çünkü kutu seçimi demek doğrudan ana arı üretimini etkileyen bir faktördür. Ana arı kovan iç düzenin devam etmesi, organik balın, arı sütünün, bal mumunu daha pek çok arı ürünün üretilmesinde ve arıların soyunun devam etmesinde oldukça kıymetli bir yere sahiptir. Bu yüzden de çiftleştirilmesi için uygu ortamın da sağlanmasına özen gösterilmelidir. Çiftleştirme kutusunun maddesi bile ana arı üretim miktarı üzerinde oldukça önemli ve olmazsa olmaz bir yere sahiptir. Aynı zamanda kalitede de etkili olduğunu söyleyebiliriz. Bu arıcılık malzemesinin asıl fonksiyonu ana arının doğumunu gerçekleşmesinde etkili olması ve döllenmenin sağlanmasında etkili olan mini bir arı kolonisi olduğu söylenebilir. Ama normal arı kolonilerinden pek bir farkı olduğu söylenemez. Sadece diğerlerine göre daha küçük boyuttadır. Büyük boya sahip olması ekonomik olarak zarar oluşturma ihtimali taşımaktadır. Normal langstrot kovandan çiftleştirme kutusu yapılma denemeleri yapılmıştır fakat bu denemeler maalesef olumlu sonuç vermemiş başarısız olmuştur.

20 Aralık 2017 Çarşamba

Yavru Üşümesi

arıcılık ürünleri
Erken ilkbahar aylarında yavruların gelişmeleri sırasında ani soğuk havaların başlaması ve aşırı soğukların uzun bir süre devam etmesi sonunda arıcılık malzemelerinden olan kovanlardaki yavruların üşüyerek ölmelerine yavru üşümesi ismi verilmektedir. Kimi zaman bu durum sonbahar aylarında da görülebilmektedir. Ortaya çıkan yavru ölümlerinde hastalık etmenlerinin hiçbir rolü bulunmamaktadır. Yavrulu çerçevelerin sayısı ve yavrulu alan genişliği, kovan içi görevlerini yapan işçi arıların kaplayacağı alandan daha fazla ise bu durumda soğukların etkisi ile açıkta kalan ve ısınmayan yavrularda üşüme meydana gelmektedir. Bilindiği gibi, kovanın kış ayları hariç sıcaklığı 33-34 derece arası sabit tutulmaktadır. Çevre sıcaklığında görülen ani bir değişme ve don olayları, kovan içi bireylerinin kış salkımı oluşturmalarına sebep olmaktadır. Sıcaklığın gece saatlerinde azalması ile kovan bireyleri toplu halde birbirine sarılarak salkımı daraltırlar. Bu sırada genç bakıcı arıların salkımın ortasında bulunması ve yavru bakımının uzun bir süre aksamasına sebep olmaktadır. Çerçeve kenarındaki yavrular, çerçevenin orta kısımlarındaki yavrulara oranla daha çok soğukla temasta kalmaktadır. Bundan dolayı ilk ölümler bu larvalarda görülmeye başlar. Zayıf kolonilerdeki yavru üşümesi de kuvvetli kolonilere nazaran daha yüksek olmaktadır. Kovandaki ergin işçi arı sayısı ilkbaharda tarım ilaçlarından ya da çok şiddetli seyreden dizanteri ve nosema gibi hastalıklar yüzünden çok hızlı bir şekilde azalabilir. Bunu takip eden günlerde soğuk havaların başlaması, yavru üşümesine neden olmaktadır.

19 Aralık 2017 Salı

Genç Arılar ve Tarlacı Arılar

arıcılık ürünleri

Genç arıların deneme uçuşları ile tarlacı arıların uçuşları birbirinden farklı olup bunlar karıştırılmamalıdır.
Bu noktada arıcılığa yeni başlayan bir aracı, genç arıların deneme uçuşları ile tarlacı arıların uçuşlarını dikkatli bir gözlem sonucu ayırt edebilmelidir. Genç arıların deneme uçuşu sırasında arıcılık malzemelerinden olan kovanın giriş deliği çevresinde tedirgin bir şekilde uçuştukları görülür. Kimleri kovana girer kimileri ise amaçsız bir şekilde kovanın önünde dakikalar boyu uçabilirler.Tarlacı arılar ise kovanı çevreleyen engellerin üzerine çıktıktan sonra doğruca belli bir uzak noktaya uçarlar. Aynı tarzda tarladan gelirler ve de doğruca kovana girerler. Eğer fazla miktarda yüklü iseler konma tahtasına ya da kovan önünde yere düşerler ve oradan kovana girerler. Yağmacı arılarla tarlacı arıları birbirine karıştırmamak gerekmektedir. Koloni yağmalanırken yalnızca bir veya iki en fazla da üç koloni işe karışır. Yağmacı arıların uçuş sesleri, kovanın gerçek işçilerinin seslerinden farklı olmaktadır. Yağmalama olayında, yağmacı arılar, muhafız arılar tarafından yakalanmaktan korkmuş gibi kovanın çalışma deliğinden adeta gizlice bir şekilde girmeye çalışırlar. Gerçek tarlacı işçiler ise böyle bir telaş ve sinirlilik durumu göstermezler. Yukarıda bahsettiğimizden farklı bir bilgi olarak, kovana balın geldiği konusu anlaşılır bir vaziyet olup çeşitli belirtiler ile bilinebilmektedir. Nektar akışının doruk noktaya ulaştığı dönemlerde kovanları teker teker kontrol etmek çoğu zaman imkânsız bir hal almaktadır. Kolonilerin kovan dışı faaliyetleri gözlenerek, hangilerine kat ilave edileceğine karar vermek arıcıya zaman kazandırmaktadır. 

18 Aralık 2017 Pazartesi

Arı Felcinin Genel Durumu


arıcılık ürünleri
Arı hastalıklarından olan arı felci, paraliz adı ile de bilinip birçok arının ölümüne sebep olan bir virüstür. Bu hastalığın arıların vücutlarında titremeler, kaybolan uçma yetenekleri, sürünerek toprakta ilerleme, vücut kıllarının dökülmesi ve karınlarının şişkin olması gibi çeşitli belirtileri bulunmaktadır. Bu virüs 150-200 kadar arının, arıcılık malzemelerinden olan kovanların önünde toplu ölümlerine enden olabilmektedir. Kronik arı felci hastalığı hemen hemen ülkemizin tüm coğrafi bölgelerinde çeşitli yoğunluklarda yayılmış durumundadır. İlkbahar sonları ile yaz aylarında hastalık şiddetinde belirli bir artış durumu meydana gelmektedir. Sonbahar aylarında ise felç belirtilerini gösteren arı sayısında gözle görülür bir azalma çok fazla olmamaktadır. Birçok arıcı, genellikle arı felci hastalığına kovanlarında haziran ve temmuz aylarında daha fazla rastladıklarını fakat bunu tarım ilaçlarından ileri gelen zehirlenmeler ile karıştırdıklarını ifade etmektedir. Kimi arıcılar da kolonide felç belirtisi gördükleri zaman hiçbir yararı olmadığı halde arılara çeşitli antibiyotikli şuruplar vermeye başladıklarını belirtmektedirler. Arılıklarda yapılan gözlemlerde, ana arısı üç veya dört yaşlı olan kolonilerde felç belirtisinin daha yaygın olduğu dikkat çekmiştir. Kuvvetli, dayanıklı kovanlarda arı felcine yakalanmış bireyler yok denilecek kadar az miktarda olabilmektedir. Damızlık kolonileri çok sıkı kontrol altında bulundurmak ve felçli kolonilerden kesinlikle ana arı yetiştirmemek gerekmektedir. Hasta kolonilerin ana arılarını hemen değiştirmek de iyi bir önlem olmaktadır. Bulaşık kolonideki erkeklerin çiftleşmelerine engel olmak ise etkili bir mücadele yöntemi arasındadır.

16 Aralık 2017 Cumartesi

Polinasyon Hakkında

arıcılık ürünleri

Meyve çiçeklerinden nektar toplayan arıcılık malzemelerinden olan kovanlarda yaşam süren arılar ya anter üzerinde ya da petal üzerinde veya her ikisi üzerinde de bulunmaktadırlar. Anterler üzerinde duran nektar toplayıcılar ekseriya stigmaya da dokunarak (yani tepeciğe) çiçeklerin polinasyonunu yaparlar. Fakat polen toplayıcılar bazen çiçeklerin petalleri üzerinde durdukları zaman nektara ulaşır ve stigmaya dokunmayabilirler. Stamenleri yaygın olan çiçekleri ziyaret eden arılar, örneğin armut, erik, kayısı ve şeftali gibi çiçekleri ziyaret ederken ve polen toplarken aynı zamanda nektarı da getirmektedirler.
Tozlaşma için gerekli bal arısı kolonisi sayısı hava durumuna, meyve bahçesindeki ağaçların yaşlarına, bahçede bulunan meyve ağaçlarının cinsine ve çeşidine, o çevrede bulunan diğer çiçeklerin meyve ağaçlarına göre arıları kendine çekme gücüne ve çevrede bulunan polinasyonu etkileyen diğer böceklerin mevcuduna göre değişmektedir. Tozlaşma için gerekli koloni sayısını tespit etmek güç olmakla birlikte meyve yetiştiricileri hektar başına 2-3 koloni koyarlarsa çapraz tozlaşma sağlayabilmektedirler.
Toplayıcı arı genellikle dar bir alan etrafında çalışmaktadır. Bunun için tozlaşma yapılan cinslerin dağılımında dikkatli olmak gerekmektedir. Arının ziyaret ettiği ağaçtan aldığı poleni diğer tozlaşması yapılacak ağaç üzerine getirmesi gerekir. Ağırlıklı ana türler ile tozlaşması sağlanacak türler arasındaki azami uzaklık, her bir arının nektar ve polen toplarken aldıkları mesafeyi göz önüne almak ile mümkündür. Tozlaşmasını istediğimiz ağaç ile tozlaşma yapacak ağaç arasındaki uzaklık artarsa meyve tutumunda azalma görülmektedir.

15 Aralık 2017 Cuma

Larva Nakline Giriş

arıcılık ürünleri

 Arıcılık mesleğinde önemli olan konulardan birisi larva naklidir. Düzenli ve programlı ana arı yetiştirecek olanların larva aşılama yöntemini kullanması şarttır. Küçük işletmeler başka yöntemler de kullanabilmektedir. Bunlar ise yay kesme, göz kesme ve göz şeridi gibi yöntemler olabilmektedir. Larva aşılama yöntemi neredeyse tüm dünyada kullanılan bir yöntemdir. Daha önce yapılmış olan bir çalışmada Dr. CC. Miller (1922) yay şeklinde arıcılık malzemelerinden olan çerçevelerin alt bölümünde göz yaptırmış ve larvaları da birere atlayarak almıştır. Geri kalanları ise anasız kolonilere vermiş ve gözleri kapattırarak çiftleştirme kutularına nakletmiştir.
  Henry Alley ismindeki birey ise kuluçka metodunu geliştirmiştir. Bu metotta ise anasız arılar alınmış, süper koloni elde edilerek bu kolonilere on saat sonra yumurtalı peteklerden kesilmiş olan larvalar şerit halinde verilmek sureti ile ana arı gözleri yaptırılmıştır. Bu yöntem zaman zaman kullanılabilir durumdadır. Larvaların alınacağı damızlık larvalık kolonilerde yapılacak olan ön hazırlıklar önemlidir. Larva alınacak olan koloniye larva aşılama tarihinden dört ya da beş gün önceden temiz ve esmer boş bir çerçeve bırakılır. Böylece beş gün önce bu çerçeveye ana arı yumurtlamış ve de yumurtalar da ideal yaşa gelmiş olurlar. Ayrıca ana arı çerçeve ile kovan içinde hapsedilerek daha homojen larvalı çerçeveler elde edilebilir. Yani çerçeveler üzerinde homojen larva elde edebilmek için kovan içinde ana arı belli bir bölüme sıkıştırılarak istenilen çerçevelere yumurta yaptırılabilir.

14 Aralık 2017 Perşembe

Körfez Savaşı’nın Arıcılığa Zararları

arıcılık ürünleri

Arıların bal ya da diğer arı ürünlerinin üretimine devam etmeleri için sağlıklı ve doğal ortamında yetişmiş/yetiştirilmiş bitkilere ve kaliteli arıcılık malzemelerine ihtiyaç vardır. Olmazsa olmaz niteliğinde bulunan şey ise kesinlikle nektar salgısı yapan ballı bitkilerdir. Körfez Savaşı yıllarında petrol kuyularından çıkmış olan zehirli gazlar yüzünden çiçekler ve bitkiler oldukça olumsuz etkilenmiştir. Dönemin arıcıları da körfezden çıkan dumanların ballı bitkileri zehirlediğini ve bunun bir sebebi olarak da arıların bal yapamadığını bildirmişlerdir. Körfez Savaşı’nın yaratmış olduğu bu olumsuz durum arı üreticilerini büyük zarara sokmuştur. Çiçeklerin bu salınımı yapılan gazlar yüzünden zehirlendiği bildirilmişti fakat bal arıları bu duruma rağmen arılar kovana bal özü toplamaya devam etmiştir. Kovan içini bal ile doldurmaya devam etmeye çalışması ise üretilen balların zehirli olabileceği şüphesi doğurmuştur. Bu istisna bir durum genel durum ise çoğu yerde kovanların boş kalması ve arıların nektar toplayamaması çiçeklerin zehirli oluşuna kanıt niteliğinde bir göstergedir. Anadolu’nun yükseltinin fazla olduğu yerlere kovanlar taşınmıştır. Bu bölgelerde arılar bal üretmeye devam etmişlerdir. Bu sayede arıcıların kayıpları da karşılanmaya başlanacak olduğu bildirilmiştir. Ancak bu durum arıcıların çok da yüzünü güldürmemiştir çünkü Körfez Savaşı dolayısıyla gök yüzüne salınan gazlar her yere yayılmıştır ve çiçek özelerini öldürmüştür. Durum böyle olunca arılar hiç bal yapamamış ve arıların kış mevsiminde kendileri için bal yapması umutla beklenmekte idi.

13 Aralık 2017 Çarşamba

Yavrulu Peteklerin Yapısı

arıcılık ürünleri

Arılarda çoğalma, petek gözlerine ana arıların bıraktığı yumurtalar ile meydana gelmektedir. Yumurtaların açılması ile larva ve pupa gibi evreler tamamlandıktan sonra ergin arılar ortaya çıkar. Kabartılmış bir arıcılık malzemeleriden olan çerçevede, bal, polen, açık ya da kapalı işçi arı ve erkek arı yavruları yer aldığı gibi kimi çerçevelerde koloninin ana arısı yok ise ana arı gözleri de bulunmaktadır.
Kolonilerdeki yavrulu olan peteklerin yapısından bahsedecek olur isek, yavrulu bir çerçevede dış çerçevenin, arka ve üst bölümünde bal stokları yer almaktadır. Balın bitişiğinde de polen depoları mevcut durumdadır. Polen stoklarından sonra yumurtalı ve larvalı açık yavruların bulunduğu kısım vardır. Orta bölümde ise kapalı yavru bulunmaktadır ve böylece genç arılar balı ve de poleni kolay bir şekilde alırlar. Bu arılar, ana arıların yumurta yapması için göz temizliğini yapmaktadırlar. Aynı zamanda ise genç olan işçi arılar, yumurta sonrası genç ve olgun larvaların beslenmesi için gerekli olan protein ve yağı polenden, karbonhidratları ise baldan doğrudan temin ederler. Çerçeve üzerinde yumurtaların varlığı da ana arının var olduğunu göstermektedir.
Genellikle bal, kovan içerisinde emniyet için mümkün mertebe uçuş deliğinden uzak bir şekilde depo edilir.  Erkek arı ve ana arı gözleri ise çerçevenin al kısımlarında yer almaktadır. Bunun sebebi ise daha az ısıya gereksinim duyulmasından kaynaklanan bir durumdur. 

12 Aralık 2017 Salı

Arıcılıkta Arıları Besleme

arıcılık malzemeleri

 İlkbahar beslemesinin amacı yavruyu teşvik etmek, nektar mevsimine kuvvetli bir arıcılık malzemelerinden olan kovanlardaki kolonilerle girerek daha çok bal elde etmektir. 1885yılında Jan Joder’in varmış olduğu bir sonuca göre, bir koloni, larvaya bakacak işçi sayısına göre yavru çıkarır. Araştırmalar ise bugün de bu görüşü doğrular mahiyettedir. Şurupla besleme, kötü hava şartlarında yavru üretimini etkileyen bir durumdur. Nektar akışı iki ya da üç hafta erken veya geç başlayabilir. Bunun için de teşvik beslemesine ne vakit başlanacağına karar vermek güç bir durum olabilir. Geç kalınması durumunda arılar acilen beslenme gereksinimi gösterebilir ve hatta oğul verebilir.
Arılar, nektar bulabiliyorlar ise şurup almazlar. Koloniler şurupla beslenme esnasında daha fazla polen toplamaktadırlar. Bu, bezelye ve üçgül polinasyonunda çok faydalı bir teknik olarak kullanılabilir. Yeterli polen mevcut durumda değil ise kolonilerin erken gelişmesi iyi ürün vermemektedir. Yavru yetiştirmekle uğraşan kış arılarının ömürleri kısalmakta ve bu durum da tarlacı arı mevcudunun azalmasına sebebiyet vermektedir. Bir kolonide beş kilo kadar sırlı bal var ise yavru alanı genişletme eğiliminde bir yükselme olmaz. İklim ve mevsim şartlarının uygun olması gerekmektedir.
Yalnızca şurup ile besleme bir teşvik değildir. Yavru alanını genişletmesi için, koloni yeterli bal ve polen stokuna sahip olmalıdır. Kimilerine göre en iyi ilkbahar beslemesi sonbaharda yapılır. Yeterli bal stokuna sahip bir koloni, bölünerek yeni bir koloni meydana getirmek ya da çiçek tozlaşması için beslenebilir. 

11 Aralık 2017 Pazartesi

Bal Arılarını Önemli Kılan Özellikler

arıcılık malzemeleri

  Bal arıları, bitkilerin pollinasyonunu en etkin bir şekilde gerçekleştirebilen böceklerdir. Arıcılık malzemelerinden olan kovanlarda hayatlarını devam ettiren bu minik canlılar, diğer böceklere göre kendilerini önemli kılan özelliklere sahiptir. Bu özellikleri sıralayalım:

  • Arılar, çok geniş bir alan içerisinde uçarak çiçeklerden nektar ve de polen toplarlar. Arılar, çiçeklerin tozlaşmalarını sağlamaktadır. Arılar, 5 km yarı çapındaki bir alanda, yaklaşık 78 kilometrekare, uçarak etkinliklerini sürdürürler.
  • Arılar nektar ya da polen topladıkları bitkilere bağlı kalırlar. Elmayı ziyaret eden arılar elma çiçek açtığı sürece elmaya uçarlar. Elma ile armudu, kiraz veya şeftaliye uçarak bunları birbirlerine karıştırmazlar.
  • Arılar nektar veya polen topladıkları alana bağlı kalırlar. Herhangi bir bölgedeki bitkileri ziyaret eden arılar o bölgede çiçek olduğu sürece oraya giderler.
  • Bal arıları istenildiği zaman istenilen yere kolayca taşınabilirler.
  • Bal arılarının çoğaltılması, diğer böceklerin çoğaltılmalarından daha kolaydır.
  • Bal arıları hemen hemen her yerde mevcut durumdadır.
  • Arılar nektar ya da polene karşı doyumsuzdurlar. Kovanda ne kadar bal veya polen olursa olsun, çiçekleri ziyaret ederek mevcut nektar ve poleni toplamaya çalışırlar ve bu arada onların polinasyonunu sağlarlar.
  • Bal arıları yağmurlu, rüzgârlı ve çok soğuk günlerin haricinde aktiftirler. Akdeniz ve Ege bölgesinde bütün bir yıl, diğer bölgelerde ise ilkbahar ve sonbahar mevsimleri süresince çalışırlar.

9 Aralık 2017 Cumartesi

Arılarda Takviye Beslenmesi

arıcılık malzemeleri
Arıcılıkta arıların beslenmesi dikkat istemektedir ve acemi olan arıcılar bu besleme işlemi sırasında yağmacılığa sebebiyet verebilmektedir. Yağmacılık ise arıcı için hoş olmayan sonuçlar doğurabilmektedir.  Örneğin arılar ne zaman ve nasıl beslenmelidir konusu arıcı için önemlidir ve takviye beslenmesi bulunmaktadır. Takviye beslenmesi için bilgiler verelim:

  • Arıcılık malzemelerinden olan kovanlardaki kolonilerde yeteri kadar bal stok edilmemiş, depolanmamış ise bu eksiklik şeker şurubu verilerek giderilebilir.
  • Arılar, gelecek kış mevsimi için yeterli miktarda yiyeceğe sahip değil iseler ağustos ve ekim ayları arasında beslenmelidirler.
  • Sonbaharda her koloninin yeterli oranda yiyeceğe sahip olduğundan emin olunmalıdır. Bu durum ise tartılarak yapılabilir. Arıların kışın yemeleri için yeteri kadar bal bırakıp bırakmadıklarını bilmeyen arıcılar, arılara yeteri kadar bal bırakmayabilirler.
  • Arıların kışı çıkarmaları için bir koloniye yaklaşık 20 kilo şurup tavsiye edilmektedir.
  • Arıların şurubu işleyip peteklere depo edebilmeleri için havalar soğumadan şuruplama yapılmalıdır. Çok erken yapılır ise şurubu yedek besin olarak arılar kullanacakları yerde yavru yetişmede kullanma durumları vardır.
  • Küçük porsiyonlar halindeki beslenme (0,75 lt/ 14 gün) arıların yedek besinlerini depo edip sırlamalarını sağlamıştır. 3 porsiyonluk besleme (3günde 3 litre) ya da 6 porsiyonluk (7 günde 15 lt) sırlamalarına imkân vermemiştir.
  • Sonbahar mevsiminde nektar akışı olmayan yerlerde, erken şuruplanan koloniler ise ilkbaharda çabuk bir şekilde gelişme göstermiştir.

8 Aralık 2017 Cuma

Kireç Hastalığından Korunma Yöntemleri

arıcılık ürünleri Arıcılıkta bal üreticisi olan arıyı tehdit eden hastalıklardan birisi kireç hastalığıdır. Bu hastalığa sebebiyet veren etmen ise ascosphaera apis türü bir fungustur. Bu funsus yani mantar sporları ise larvalarda hastalık yapar ve çoğalma da sporlanma ile olmaktadır. Kireç hastalığından korunma yöntemlerini sıralayalım:
  • Hastalığın gelişmesinde soğuk ve nemli kava koşulları etkili olduğu için arıcılık malzemelerinden olan kovanların dip tahtasını nemli toprak üzerine yerleştirmekten sakınmalı ve hatta kovanları yerden 3040 cm kadar yükseklikte bir sehpa üzerine kaldırmalı ya da güneşli yerlere taşımalıdır.
  • Kışlatmanın kapalı yerlerde yapılması durumunda kovan içerisindeki neme oldukça dikkat edilmelidir ve havalandırma çok iyi yapılmalıdır.
  • İlkbahar aylarında çok yağışlı geçen aylarda özellikle yağmurdan sonra koloninin havalandırılmasına ve nemden kurtulmasına yardımcı olmak için koloninin uçuş deliği belli oranda bir müddet genişletilmelidir.
  • Hastalığa yakalanmış yavrulu çerçeveler kovandan çıkartılmalı ve arılar temiz olan kovanlara aktarılmalıdır. Bulaşık kovanlar, el demiri ve diğer malzemeleri aleve tutularak dezenfekte edilmelidir.
  • Hastalıklı olan petekler ise yaklaşık 105 derecede sterilize edildikten sonra kullanılmalıdır. Süzülen ballar ise arılara besin maddesi olarak verilmemelidir.
  • Bulaşık olan kolonilerdeki ana arılar mutlaka değiştirilmelidir ve varroa mücadelesi asla ihmal edilmemelidir.
  • Hasta olan kovanlara mümkün olduğu kadar genç arı ilave etmek ve bunları güçlendirmek de iyi bir koruma yöntemlerinden birisidir. 

7 Aralık 2017 Perşembe

Arıların Davranışları

arıcılık ürünleri

 Arı tarafından sokulmak tecrübeli bir arıcı için büyük bir kusurdur. Arı soktuğu zaman iğnesini çoğunlukla deri üzerinde bırakmaktadır. İğneye bağlı olan zehir salgı bezi ve diğer uzantılar da iğne ile beraber arı vücudundan koparlar. Bu durumda sokan arı bir müddet sonra yaşamını yitirmektedir. Arılar mecbur yani zorunlu olmadıkça pek sokmak istemezler. O halde arıları bilerek ya da bilmeyerek kızdırmamalı ve sokmaya mecbur hale getirmemek gerekmektedir. Arıları kızdırarak sokmaya zorlayan sebepleri maddeler halinde sıralayalım:

  • Körük kullanmadan kovan açmak
  • Koyu duman verip arıları kızdırmak
  • Ucundan kıvılcımlar çıkan körüğü arılara tutmak
  • Kovanın uçuş deliğini kapatacak bir şekilde önünde durmak ve tarlacı arıların arıcılık malzemelerinden olan kovana girip çıkmalarını engellemek
  • Kovanlara çarpmak ya da sarsmak
  • Arılığın içine köpek, eşek, at ve benzeri gibi hayvanlar sokmak
  • Rüzgârlı ve kapalı havalarda kovan açmak
  • Kovanı uzun süre açık bırakarak yağmacılığa sebep olmak
  • Parfüm, kolonya vb. sürerek kovanların yanına gitmek. 

6 Aralık 2017 Çarşamba

Sarıca Arı

arıcılık ürünleri

 Arıcılık malzemelerine ihtiyaç duyulup bu malzemeler ile gerekilen bakımı sağlanan arıların çeşitli familyaları vardır ve bunlardan birisi yaban arılarıdır. Bu familyalardan birisi olan sarıca arı (polistes gallicus L.) işçi arılarının boyu ortalama 11, erkek arıların 13 ve ana arıların boyu ise 14 mm’dir. Baş küçük, anten uzun ve sarı ve siyah renklidir. Abdomenin açık sarı zemini üzerinde siyah kalın bantlar mevcuttur. Kanat ucu abdomenin boyunu geçmemektedir.
   Yuvalar, altı köşeli gözlerden oluşan 3-9 cm çapında petekler halindedir be kimi zaman yuva çapı 12 cm kadar olabilmektedir. Yuva üzeri, kâğıt yapısında olan bir muhafaza ile kaplı olmadığı için dışardan bakıldığı zaman yavru gözlerini ve larvaların gelişmesini görmek mümkündür. Yuvalar genellikle çayı ya da kiremitlerin altına, kirişler arasına, dallara ve çalılara kısa bir sap ile tutturulmuştur. Bu arılar küçük topluluklar meydana getirmektedirler. Toplumsal diyebileceğimiz bir yaşam süren yaban arılarının birçoğunda olduğu gibi sarıca arılarda da sonbahar mevsiminde çiftleşmiş kışı geçiren genç kraliçe arı, peteğin birkaç gözünü meydana getirip yeni meydana gelecek kolonilerin temelini atar. Ayrıca her petek gözüne bir yumurta bırakılır ve de burada gelişen larvalar işçi arı olarak gözden çıkarlar.

  Ergin dişiler ürkektir ve kolay kolay sokmamaktadırlar. Bu yüzden insan ve hayvanlar için tehlikeli değillerdir. Genel anlamda kışı ılık ve ilkbahar ayları kurak geçen yıllarda oldukça fazla üreyerek bal arılarına maalesef zarar verirler. Hatta zayıf olan kovanlara bile girebilmektedirler.

5 Aralık 2017 Salı

Kireç Hastalığı

arıcılık ürünleri

   Arıcılıkta hem arıyı hem de arıcıyı tehdit eden birçok unsur bulunmaktadır ve bu unsurlar çevre koşullarından, bakterili arıcılık malzemelerinden ve diğer çeşitli etmenlerden kaynaklanabilmektedir. Arıyı tehdit eden birçok hastalık bulunmaktadır ve bunlardan birisi de kireç hastalığıdır. Bu hastalığa neden olan etmen ise ascosphaera apis (maassen ex clausen) türü bir fungustur.
   Fungus, yani mantar sporları sadece larvalarda hastalık yapmaktadır. Çoğalma, sporlanma ile meydana gelmektedir ve mantarın miselleri erkek ve dişi olmak üzere toplam iki ayrı cinsiyettedir. Bunlar ise birbirleri ile temas ederler ise koyu renkli, yuvarlak spor keseleri meydana gelir. Spor keseleri içinde çok sayıda küre şeklinde erkek ve dişi sporlar mevcut durumdadır. Bunlar olgunlaşınca toz halinde dağılabilmektedir. Mantar sporları, petek gözlerinin içindeki dört günlük larvaların vücuduna, bulaşık besinlerle ağız yoluyla girmektedir. Kimi zaman enfeksiyon, larva vücudunun üst yüzeyinden de olabilmektedir. Önce bir koloni bulaşır ve fungus sporları, hiçbir hastalığa neden olmaksızın petekler üzerinde canlı kalabilir. Şartlar, sporların çoğalması için uygun vaziyete geldiği zaman hastalık yeniden ortaya çıkar.
   Besin yoluyla bünyeye alınan sporlar, larvanın orta barsağında gelişerek misel oluştururlar. Daha sonra ise barsak çeperini delen miseller karın boşluğunda gelişirler ve larvanın derisinden dışarı çıkarlar. Misellerin bu yayılması esnasında larvanın baş kısmı genellikle zarar görmez fakat daha sonra büyümesi duran larvalarda ölümler görülmeye başlanır.

4 Aralık 2017 Pazartesi

Yakı Böceği Hakkında

arıcılık ürünleri

   Arıcılık mesleğinde bilinmesi gerekilen birçok bilgi bulunmaktadır ve bu bilgiler hem arıcı hem de uğraş alanı arılar için önemlidir. Çevre koşullarından, bakterili arıcılık malzemelerinden ve benzeri durumlardan birçok hastalık bulaşabilmekte, arı ve arıcı bu durumlardan etkilenebilmektedir. Örneğin arıcılıkta yakı böceğinin (meloe variegatus donoc.) tanınması önemli bir konudur.
  Coleoptera takımına bağlı türler arasında, arıcılık için en önemli zararlılardan birisi bilister ya da yakı böceği olarak bilinen meloidae familyasına mensup cinsine bağlı yaklaşık 800 kadar tür içinde 8 türün bal arılarına zarar verdiği ortaya çıkmıştır. Önemli türleri ise meloe varigatus ve M. Cavensistir. Erginde vücut uzunluğu 22-30 mm, vücut rengi ise parlak kızıl kahverengidir. Erkeklerin boyu dişilerden daha küçüktür. Abdomen, her iki eşeyde de baş ve toraksa oranla daha büyüktür. Üst kanatlar kısadır ve obdomenin ancak 1/3’ünü kapatmaktadır. İlk dönem larvalar, bal arıları ve diğer bazı böceklerde dış parazit olarak yaşarlar. Bunlar gözle görülebilir büyüklükte, ince yapılı ve üç çift uzun bacaklıdır. Vücut renkleri, kahverengi veya turuncu tonlarındadır. Ayrıca çok da hızlı hareket etmektedirler.
   Zararlının Akdeniz bölgesi başta olmak üzere, Ege, Orta Anadolu ve Karadeniz bölgelerindeki kovanlarda yaygın olduğu gözlemlenmiştir. Özellikle Muğla, Antalya, Mersin, İzmir, Bolu, Manisa, Ankara, Çankırı, Amasya, Yozgat, Ordu, Gümüşhane ve Ağrı şehirlerindeki arıcılık malzemelerinden olan kovanlarda bu zararlının birinci dönem larvalarına yoğun şekilde rastlanmıştır.

2 Aralık 2017 Cumartesi

Ana Arıda Spermaların Depolanması

arıcılık ürünleri


   Ana arılar çiftleşme uçuşlarına çıkıp erkek arılar ile çiftleşip arıcılık malzemelerinden olan kovanlarına geri dönerler. Ana arı ile çiftleşen erkek arılar çiftleşme olayından sonra hemen ölürler. Çiftleşen ana arıda çeşitli fizyolojik ve morfolojik değişiklikler başlar. Yumurtalıklar gelişir ve çiftleştikten sonra 3-4 gün sonra yumurtlamaya başlar. Genç ve çalışkan ana arılar ilkbahar ve yaz aylarında bir günde ortalama 1.500-2.000 yumurta bırakırlar ve bu yumurtaların toplam ağırlığı kendi ağırlıklarına eşittir.
  Ana arılar çiftleştikten sonra erkek arılardan aldığı spermaları, sperma kesesi (sperma theca) adı verilen toplu iğnenin başı büyüklüğünde yaklaşık 1-1,5 milimetre küp hacmindeki bir organda depolarlar. Spermalar burada canlılıklarını ana arı yaşadığı sürece korurlar. Doğal olarak çiftleşen ana arıların sperma keselerinde ortalama 4-5 milyon spermatozoa bulunur. Ana arılar yumurtlayacağı zaman birinci çift bacakları ile petek gözlerinin çaplarını ölçerler. İşçi arı ve ana arı gözlerine döllenmiş yumurta, erkek arı gözlerine ise döllenmemiş yumurta bırakırlar. Döllenmemiş yumurtalardan da erkek arılar oluşurlar.
  Bir yumurtayı döllemek amacı ile spermatheca’dan yaklaşık olarak 6-8 spermatozoa salıverilir. Sperma depolama organında 4-5 milyon spermatozoa taşıyan ana arıların bir yılda ortalama olarak 250.000- 300.000 yumurta bıraktığı göz önüne alınır ise en geç iki yıl içerisinde spermathecadaki spermaların tükeneceği görülmektedir.  Bu sebepten dolayı kolonilerdeki ana arılar her yıl ya da en geç iki yılda bir değiştirilmeleri gerekir.

1 Aralık 2017 Cuma

Nosema Belirtileri

arıcılık ürünleri

  Arıların yakalandığı hastalıklar birçok sebepten kaynaklanmaktadır. İklime bağlı değişiklikler, bakteri bulaşmış arıcılık malzemeleri, kovanlara bulaşan sporlar ve daha birçok neden olabilir. Sporla bulaşan hastalığa nosemayı örnek verebiliriz. Nosema hastalığı arılarda ishal yapmaktadır. Ayrıca ergin işçi arıların da yaşam sürelerini azaltmaktadır.
   Nosema sporlarını belirlemek için bir mikroskoba gereksinim vardır. Hastalığın sporlarını bulmak ve tespit etmek için en uygun zaman ise kış mevsiminin tamamlanmasından sonra srıuçuşlarının başladığıdönemdir. Yaz aylarında arılardahastalık sporlarına rastlamak oldukça zor bir durumdur. Sonbaharda ise nosema ile bulaşık arıların sayısında hafif bir artış meydana gelebilir. Nosemayı tek bir belirti ile tayin etmek mümkün olmayabilir. Ancak hastalığa yakalanmış arıların yorgun görülmesi, zamansız uçuşa çıkması, susuzluk çekmesi, sık sık titreme hareketi yapması, iğneleme refleksinin kaybolması ve kanatları açarak yürümesi önemli birer işaret olarak sayılabilir. Koloni etrafında sürünerek yürüyen arıların bulunması ve acemice uçuş yapan bireylerin görülmesi de hastalık belirtisi olarak kabul edilebilir. Nosemaya yakalanmış arıların davranışlarında ölüme kadar bir değişme olmamaktadır.

   Nosemanın belirtilerini bir kenara bırakıp bulaşma şekline gelecek olursak, bu hastalık sporla bulaşmaktadır. Hastalığın sporları, ergin arılar beslenirken bulaşık yiyeceklerle birlikte mideye rahatça alınabilmektedir. Orta barsaktaki epitel hücreleri içinde hastalık sporları asalak olarak büyür ve gelişir. Çoğalma ve bulaşma bu sporlar ile meydana gelmektedir. Ayrıca bu hastalığın sporları soğuk havaya karşı da oldukça dayanıklıdır.

Bal Arılarında Nosema Hastalığı

arıcılık ürünleri

   Arıcılık mesleğinde birçok bilinmesi gerekilen arı hakkında hastalıklar, arıcılık malzemeleri çeşitleri ve doğadan faydalanma koşulları vardır.  Bal arısında (apis mellifera) nosema hastalığı bir protozoa olan nosema apis (zander) tarafından meydana getirilmektedir. Nosema hastalığı, ergin arıların tehlikeli bir hastalığı olarak bilinmektedir. Nosema hastalığı sporla bulaşmaktadır. Nosema apis sporları, ergin arılar beslenirken bulaşık besinlerle birlikte mideye (ventriculus) kolayca alınabilmektedir. Ventriculus veya diğer adı ile orta barsaktaki epitel hücreleri içinde hastalık sporları asalak olarak gelişir. Çoğalma ve bulaşma bu sporlar ile olmaktadır.
  Nosema sporları soğuğa karşı oldukça dayanıklıdır. Fakat çok sıcak ve kurak şartlarda yaşama şansları azalmaktadır. Dışkı ile petek gözlere girmesi halinde en az bir yıl, bala bulaşması halinde ise en az 10 ay canlı kalabilmektedir. Nosema hastalığı arılarda ishal yaparak ergin işçi arıların normal yaşam süresini kısaltmaktadır. Hastalık, arılarda barsak epitel hücrelerinin fonksiyonunu engellediği için besin maddeleri tam olarak değerlendirilemez. Dolayısıyla koloni zayıflar ve bal verimi giderek azalır.

   Ana arı nosemaya yakalamış ve yumurta koyma kapasitesi azalmış ise işçi arılar tarafından sık sık değiştirilir. Ergin arı sayısındaki kayıplar yavru bakımını dolaylı olarak aksatabilmektedir.  Nosema hstalığı en çok ilkbaharda meydana gelmektedir. Bu mevsimde arıların dizanteri yani ishale kolayca yakalandıkları bilinmektedir. Böyle durumlarda nosema hastalığı daha ciddi bir tehlike yaratmaktadır. Nosema ve dizanterinin birlikte bulunması ayrıca bir amip olan malpighamoeba mellificaenin görülmesi, koloni bireylerinin tedavi şansını hayli azaltmaktadır.