Bal arıları belli
bir olgunluğa eriştikten sonra kovandan dışarı çıkıp kovandaki genç arılar ve
kendileri için besin toplamaya başlarlar. Bu işçi arılara'' tarlacı'' adı verilir.
Tarlacı işçi arılar arka bacaklarında topladıkları çiçek tozlarını yavrulu
gözlerin yakınındaki petek gözlerine istiflerler. Tarlacı işçi arılar poleni
petek gözüne yerleştirmeden önce arıcılık malzemelerinden olan kovan önünde dans ederek çiçek tozlarını
nereden getirdiğini diğer tarlacı arılara tarif eder. Daha sonra uygun gördüğü
petek gözüne polenini boşaltır. Daha sonra kovan içinde görevli diğer işçi
arılar çiçek tozlarını denetler ve bozar. Çiçek tozunu baş ve çeneleri ile
petek gözünün en dibine bastırarak depo eder. Bunu yaparken bal, nektar ve
kendi tükürük enzimlerini kullanır. Bu işlem petek gözünün üçte ikisi dolana
kadar devam ettirilir. Polen tabakasının bozulmasını önlemek için bir miktarda
bal kullanılır. İşte bu oluşturulan depoya ‘’arı
ekmeği’’ denir. Arı ekmeğinin oluşması için on sekiz çiçek tozu topuna ihtiyaç vardır.Böylelikle binbir
çiçektozu ile oluşturulan arı ekmeği katman katman depo edilmiş olur. Bu depo
arılar tarafında kapatılmaz eğer yakın zamanlarda kullanılacaksa üzeri bal ile
kaplanmaz.
Arı ekmeği
içeriğinde dolayı çok değerli bir besin kaynağı olduğu için insanlar tarafından
ticareti yapılmaya başlanmıştır. Öncelikle petek gözünden polen deposunun
alınması için perga denilen içi boş silindir şeklinde basmalı bir alet ile
içine çekilen polen katmanı daha sonra bastırılarak perganın içinden çıkarılıp
ambalajlanır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder